7 Şubat 2008 Perşembe

Bu basından utanıyorum...


Bu gün Zaman Gazetesi'nde bir haber gördüm. Haberde http://www.ensonhaber.com adlı haber sitesinde ifşa edilen ve okuyanı dehşete düşürecek bir dezenformasyondan söz ediliyor. Ensonhaber'den okuyalım :

Çarpıtma haberi deşifre ediyoruz

Yılın çarpıtma haberini ENSONHABER deşifre ediyor. Kirli bir propoganda savaşını çağrıştıran haberin doğrusunu biz sadece hatırlatıyoruz.

Video paylaşım sitelerinde geçtiğimiz yıl en çok izlenen vidoların başında Irak'ta çekilen bir görüntü yer almıştı. Genç bir kadın, taşkın bir kalabalık tarafından taşla kafası ezilerek öldürülüyordu. İzleyenlere 'Böye vahşet olmaz' dedirten görüntüler bütün dünyanın hafızasına kazınmıştı.

'MÜSLÜMANLAR KÖTÜDÜR' KAMPANYASI MI BAŞLATILDI?

Bu haber bugün (dün hakdogan) Milliyet'in internet sitesinde 'Taşlarla başını ezerek öldürdüler' başlığı ile yer aldı. Haber başka gazetelerin internet siteleri tarafından da aynı şekilde kullanıldı. Buraya kadar bir sorun yok, ancak sorun bundan sonra başlıyor. Haberde şöyle deniliyor:

Irak’ın Musul kentine bağlı Şehan kasabasında, "koca şiddetinden" kaçtığı ve Yezidilere sığındığı için ilçe meydanında linç edilerek yarı çıplak soyulan ve çocukların yanında başına taşlarla vurularak linç edilen sünni Müslüman kadının görüntüleri, insanlıktan nasıl çıkıldığını gözler önüne serdi...

..Yezidi Kürtlerin yaşadığı Musul’a bağlı Şehan kasabasında, Muziri aşiretine bağlı müslüman bir kadın eşinin kendisine uyguladığı şiddet yüzünden evden kaçarak Yezidilerin yer aldığı güvenlik güçlerine sığınmıştı. Kadın burada ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmış ve ailesine teslim edilmişti. Serbest bırakılan kadın hakkında ölüm kararı çıkartıldı ve kadın ilçe meydanında linç edildi.


SENARYO DA EKLENİYOR

Haberin devamında da bir senaryo yer alıyor. Senaryoya göre Müslümanların bu vahşeti üzerine Şehan'da Yezidi-Müslüman çatışması noktasına gelinmiş:

Muziri aşireti, kadının kaçmasında rolü olduğu iddiasıyla 2 Yezidi genç hakkında da ölüm kararı çıkartarak Şehan Kaymakamlığı’na giderek bu iki gencin kendilerine teslim edilmesini istedi. Kaymakamın talebi kabul etmemesi üzerine başlayan olayların neredeyse Yezidi-Müslüman çatışmasına dönüşecekti.

Geçen yıl yaşan bu olayda ilçede bulunan Yezidilere ait birçok iş yeri, araç ve ev kundaklanmış, kutsal mekanları tahrip edilmişti. Olaylar sonrasında Mesud Barzani ve bir çok kurum, sağduyu çağrısında bulunmuş ve 3 gün süren olayların ardından ilçede gerginlik durdurulmuştu.


HABERİN DOĞRUSU NEYDİ

Oysa hafızasını biraz yoklayanlar bu haberde yaplan dezenformasyonu çok çabuk anlayabilecekler. Haberin doğrusu ise şöyle. Görüntü Kuzey Irak’ta çekilmiş. Taşlanarak öldürülen kadının adı Dua Khalil Asvat. Ailesi tarafından infaz edilmiş. Ailesi Yezidi azınlığa mensup, kadın ise Müslüman bir erkekle aşk ilişkisi yaşadığı için ve İslam dinini kabul ettiği için ailesi tarafından taşlanarak öldürüldü.

GOOGLE YALAN SÖYLEMEZ

Bu haberin orjinali için Google'dan arama yaptığınızda 3 Mayıs 2007 tarihli Milliyet'in internet sitesinde 'çarpıtılmamış haliyle' yer alıyor. Burada söz konusu olan genç kadının Müslüman veya Yezidi olması değil. Ortada açıkça bir çarpıtma söz konusu. Bunlar propaganda savaşında kullanılan bayat numaralar. Okuyucunun hafızası ile dalga geçen bu haberlerin doğrusunu öğrenmek için herhangi bir arama motoruna haberin başlığını yazmanız yeterli. İnternet çağında, internet haberciliği yapanların en azından bu gerçeği bilmesi gerekir.

DAHA ÖNCE DE PROPOGANDA SAVAŞINA ALET EDİLMİŞTİ

Bu görüntünün böyle bir çarpıtmayla yeniden gündeme getirilmesinin amacı, türban tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde, 'Şeriat geliyor' paranoyasını körüklemek mi bilinmez ama, aynı görüntülerin ortaya çıkması da yine buna benzer bir propoganda savaşı ile olmuştu.

Bu görüntüler daha önce de, İran rejiminin taşlama cezasının vahşetini ve insanlara verilen cezaların ne kadar insanlık dışı olduğunun bir kanıtı olarak kullanılmıştı. Video görüntüleri sürgünde yaşayan iki İranlı tarafından, Avrupalı Parlamenterlere iletmiş. Bunlardan biri Amerika’da sürgün yaşayan Banafşeh Zand Bonasi. Bonasi yaptığı bir açıklamada, ‘benim görevim gerçeği ortaya çıkarmaktır, Almanya’nın alışveriş yaptığı İran’ın gerçek yüzünü göstermektir’ demişti.

Hiç yorum yok: